Eğitimci Sıtkı Aslanhan, 'Çocuklarla güncel konuları konuşun' 01 Ocak 2024, 21:02
Eğitimci-Yazar Sıtkı Aslanhan, çocuklarla dini, siyasi, kültürel ve medeniyetimiz ile ilgili konularda sohbet edilmesi gerektiğini söyledi
Kayseri'de seminere katılan Eğitimci-Yazar Sıtkı Aslanhan, çocuklarla dini, siyasi, kültürel ve medeniyetimiz ile ilgili konularda sohbet edilmesi gerektiğini söyledi.
Eğitimci-Yazar Kişisel Gelişim Uzmanı Sıtkı Aslanhan, Pozitif Genç İzcilik ve Spor Kulübü ile Hulüs Hanımlar Derneği tarafından düzenlenen, ''11.Ufka Yolculuk Bilgi ve Kültür Yarışması -Manevi Bahar Mevsimi- Ramazan'' tanıtımı etkinliği kapsamında ‘Bilinçli Aile Duyarlı Genç’ konulu konferansa katıldı. İl Kültür Müdürlüğü Konferans Salonunda Kayserili sevenleriyle buluşan Aslanhan önemli uyarılarda bulundu.
COCUKLARINIZLA SOHBET EDİN
Çocuklarınızla güncel konuları konuşun. Dini, siyasi, kültürel, tarihi ve medeniyetimize ait konuları konuşun. Lütfen konuşun ki siz konuşmazsanız birileri konuşuyor.
Ülkemizin yaklaşık 50 kentine seminer vasıtasıyla gezdim. Seminer sonrası özel konuşmalarda, söz hep çocukların durumuna gelir. ‘Ya hocam anlattıkların güzel de bizim çocukların durumu ne olacak, bizim kızı ne yapacağız, oğlanı ne yapacağız?’ diye dertleniyorlar. Bu vatana yıllarca hizmet emiş bir kardeşimiz bana dedi ki; ’Biz vatan millet Sakarya konuları peşinde koşarken kendi çocuklarımızı ihmal etmişiz.’ dedi. Ben de; ‘Ne oldu ki’ dedim. Ayasofya Camisi ibadete açıldığı gün tıp fakültesini bitirmiş oğlum ve üniversite sınavına hazırlanan kızım, ‘Baba, Ayasofya ibadete açılmak ile ne isteniyor? Niye cami olarak açılıyor ki? Cami derseniz Ayasofya’nın hemen yanında Sultanahmet Camisi var. On cami doldurdular mı ki, o camide yer kalmadı mı ki bunu da cami olarak açıyorlar. Maşallah baba siz de hey yere cami açıyorsunuz. Ayasofya ne güzel müze idi, her dinden insan giriyordu, Şimdi cami oldu da ne oldu? Hatta ağzıma alamayacağım söz söylediler. Ayasofya’nın açıldığı gün ben yıkıldım’ dedi.
AYASOFYA BAHÇESİ
Büyüklerimiz, bizi küçüklükten beri, ‘Ayasofya açılacak, zincirler kırılacak’ diye öğrettiler. Şimdi biz çocuklarımızı alıp Ayasofya’nın bahçesine götürüp, ‘Bak oğlum, bak kızım; bu muhteşem mabet, bize Dedemiz Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerinin vasiyetidir. Bu cami de 5 vakit ezan okunmadıkça, bu camide Cuma namazı kılınmadıkça Dedemizin emanetine sahip çıkmış olmayız’ dedik mi?
Bir ara Yunanistan’a Batı Trakya’ya seminer vermek üzere gittim. Yunanistan’da otobanların yol kenarlarında kanlı Kıbrıs haritası var. Kuzeyden güneye doğru akan bir kan var. Bu şekilde çizmişler. Altına da ‘Bunu unutma unutturma’ yazmışlar.
Acaba biz neden kendi tarihimizi unutuyoruz. Kendi geçmişimizi çocuklarıma neden anlatmıyoruz? Yine bir seminer vasıtasıyla Danimarka’ya gittim. Seminer sonra bir grup Türk genci, yanlarında Danimarkalı gençler de vardı. Biraz konuştuktan sonra gençlerin vatan sevgilerini ölçmek istedim. Onlara, ‘2.Dünya savasında sizin dedeleriniz hiç savaşmadan ülkenin anahtarlarını Hitler’e götürüp teslim etmedi mi’ dedim. Onlar da ‘Evet götürüp teslim etti. Ama bizim dedelerimiz hakkında böyle konuşamazsın. Çünkü onlar ne de olsa bizim dedelerimizdir.’ diye karşılık verdiler. Oysa benim ülkemde liseli, üniversiteli gençlerimiz Dedem Fatih Sultan Mehmet Han’a, Yavuz Sultan Selim’e, Sultan Vahdettin’e, Sultan Abdulhamid Han hazretlerine ağza alınmayacak edebiliyor. Yani dedesine hakaret edebiliyor.’diye konuştu.
GAZZE DE KATLİAM VAR
İşte kaç gündür Gazze’de katliam var. Bu katliama karşılık İsrail ürünlerine karşı ekonomik boykot var. İşte markete gidince ‘Yavrum, bu ürünü almayalım. Bu İsrail malı. En azından boykot edelim de Gazzelilerin yanında yer alalım’ diyoruz. Çocuklarımız ‘Ama baba ama anne onlar topraklarını sattı.’ diye cevap veriyorlar. Bazı tarihçiler de bu konuya destek veren ‘Evet onlar topraklarını sattılar’ şeklinde açıklama yapıyor. Evet, Nerde satmışlar, kim satmış? Bugün biliniyor ki İsrail, Mescid’i Aksa’nın yakınında 20-25 metrekare evlere milyon dolarlar teklif ediyor. Ama o Gazzeliler, o evlerini satmadı. Bu nedenle tarihimiz hakkında çocuklarınızla sohbet edin.
NE İŞİMİZ VAR SURİYE’DE
Şimdi çocuklarımız ‘Ne işimiz var Suriye’de? Ne işimiz var Ortadoğu’da? Ne işim var Orta Asya’da diye adeta bize hesap sormaya kalkışıyorlar. İşte biz çocuklarımızla tarihimiz konusunda sohbet etmezsek, sonra gelirler, biz de şaşırıp kalırız. Bu nedenle çocuklarımızla dini konularda tarihi konularda, medeniyetimiz hakkında sohbet etmeliyiz. Bu konuda annelere çok iş düşmektedir. Hem kız çocukları hem de erkek çocuklarla iletişimi anneler iyi kurmalıdır. Çocuklar, istedikleri konuyu, aklına takılan soruları annelerine sorabilmelilerdir. Çocuğun sorduğu soruyu, sormak istediği lafı ağzına sokmadan dinlemeliyiz. Yoksa çocuklar özellikle sosyal medyada ateist ve deist sitelerinde kendini dinleyen insanlara gidiyor. Onların sohbetlerine katılıyor. Dünya güzeli kız çocuklarımız, manken gibi yakışıklı erkek çocuklarımız nasıl İslam dininden çıktığını, neden ateist olduklarını anlatıyorlar. Çünkü bu çocuklar, sosyal medyada dini inançlarımızla ilgili sürekli olumsuz yayınlara maruz kalıyorlar. Bu nedenle çocuklarla dini konularda sohbet edin. Aklına takılan bir soruyu sorunca hemen ‘Ateist mi oldun, dinden mi çıktın’ diye yargılamayın. Size anlatsın, sizlerle paylaşsın; yoksa başkalarıyla paylaşırsa daha vahim sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
SOSYAL BİLİMLER ÇOK ÖNEMLİ
Benim düşüncem, zeki çocukların özellikle sosyal bilimle alanını tercih etmesi yönündedir. Sosyoloji, felsefe, psikoloji, tarih, edebiyat, uluslararası ilişkiler, radyo, sinema, gazetecilik çok önemlidir. Yurt dışından diş hekimi veya doktor getirebilirsin ama filozof, psikolog, tarihçi getiremezsin. Bu nedenle benim fikrim zeki çocukların sosyal bilimler alanını öncelikli olarak tercih etmeleridir. Örneğin din sosyolojisi alanında Nureddin Topçu’dan başkası çıktı mı? Yok, çıkmadı.
Z KUŞAĞI
Şimdi Z kuşağı diye bir kavram çıkardılar. İşte şu tarihler arasında doğanlara ‘Z Kuşağı’ deniyor. Bu Z kuşağı hamburger yer, fast foost ile beslenir, işte mantı yemez o Z kuşağına yakışmayan bir yemektir’ diye algı oluşturuyorlar. Oysa dedelerimiz Selçuklu Osmanlı dönemlerinde Ahilik Teşkilatı altında ‘Fütüvvet’ grupları vardı. Ne demek Fütüvvet Gençliği; ‘Başkalarını kendi nefsine tercih eden genç’ anlamındadır.
NE YAPTIĞINIZ ÖNEMLİ
Şimdi çocuklar, sizin ne söylediğinize değil ne yaptığınıza bakmaktadır. Anne telefon ile konuşurken yalan konuşsa kızı ona dikkat ediyor. Baba, tüccarsa satış yaparken yalan söylese oğlu ona dikkat kesilir. İhale almak için her türlü aracıyı devreye sokan dayı, ‘Rızkı veren Allah’tır, kula mihnet eylemem’ dese ne olur ki? Çocuklar sizlerin yaptıklarına bakarak şekillenir. Ona göre siz de kendinize çeki düzen verin.
BAŞÖRTÜSÜ İSTEYEN ERKEK ÇOCUĞU
Seminer vermek üzere gittiğim bir anaokulunda namaz konusu gelince çocuklarla birlikte namaz kılalım diye düşündüm. Baktım, bazı erkek çocukları, kadınların tekbiri gibi tekbir alıyordu. Bazı okullarda erkek çocukları da başörtüsü bile istemiş. Neden acaba? Çünkü namaz kılan kişi olarak sadece annesini görüyor. Babasını takke ile sarık ile namaz kılarken görmemiş ki. Bu nedenle çocuklara anne ve baba olarak güzel örnek olalım. Ağlanacak halimize gülüyoruz aslında. Çok acı bir durum bu.
KORE MÜZİK GRUPLARI
Gençleriz özellikle Kore müzik gruplarını dinliyorlar. Olsun ne olacak, biz de eskiden dinliyorduk diye düşünmeyin. Bizim dönemimizdeki müzik grupları ile günümüzdeki müzik grupları arasında fark var. Kültür emperyalizmi başta olmak üzere birçok amaçları vardır. Kızlar, ‘Onlar çok yardımseverler, sokakta kalanlara yardım ediyorlar, hem onlarla rahatlıkla konuşabiliyoruz, anne-babamızdan görmediğimiz sevgi ve saygıyı onlardan görüyoruz’ diyorlar. Oysa deprem oldu, işte en çok yardım eden illerden biri de Kayseri’dir. Kore müzik grupları milyonlarca dolar kazanıyor. Sokakta yatan bir kişiye de bir adet de palto alsın, ne olacak. İşte burada kültürel emperyalizm var. Senin yaptığın binlerce liralık yardıma eleştiri getirir, bir palto yardımı ile kendini konuşturur. Bu gruplardan birinin 2015 yılında bir konseri var. Gençler şimdiden para biriktirmeye başlamışlar.
KIZLAR KORECE, KADINLAR HİNTÇE ÖĞRENİYOR
Bu gruplardan biri İstanbul’da konser verdi. Havaalanında 5 bine yakın genç kız karşıladı. Kızların halini bir görseydiniz, şaşırırdınız. Bu grup kendilerine gösterilen ilgi karşısında adete aptallaşmış, ‘İlk defa bütün şarkılarımızı Korece söyledik.’ demişler. Oysa bizim kızlar doğru dürüst Türkçe konuşamazken ne ara Korece öğrendiler acaba? Anneler de Hin dizileri izliyor. O kadar benimseme haline gelinmiş ki bir kızımız Annem, Hint dizisindeki bir kahraman savaşa giderken annesi o kahramana dua etmiş. Kız da ‘Anne benim için bu kadar dua etmedin.’ diye sitem etmiştir.
KANDİL GECELERİ
Biz de kandil gecelerini adeta cenaze töreni gibi oluyor. Oysa bizim 14 tane kutsal gün ve gecemiz var. Bunlardan en güzeli de Mevlid Kandili’dir. Biz hangi kandil gecesinde evimizde kutlama yapıyoruz, o gece için hazırlık yapıyoruz. Çocukları zorla, onları sevdirmeden camiye götürüyoruz. Yoksa çocuklar daha güzel olan yılbaşı gecelerini, sevgililer gününü kutlamaya gider’ dedi.
DIĞER HABERLER
-
MERHUM PROF. DR. M. ES'AD COŞAN HOCAMIZI ANDIK
26 Eylül 2024, 10:17 -
PROF. DR. M.ES'AD COŞAN, AZEPLER NAMAZGAHINDA ANILDI
17 Ağustos 2024, 08:35 -
İL MİLLİ EĞİTİME ZİYARET
08 Ağustos 2024, 15:31 -
Doğaya tohum topu
06 Haziran 2024, 08:38 -
İl Müftümüzden 'Ramazan sonrası hayat' semineri
01 Mayıs 2024, 22:01 -
Gönüldaşlarımızla bayramlaştık
13 Nisan 2024, 11:35 -
HENİEN iftarında buluştuk
27 Mart 2024, 21:51 -
Camiye giden çocuklar ödüllendirildi
03 Mart 2024, 23:39 -
Kitapseverler tarihi kalede kitap okudu
03 Mart 2024, 22:37 -
Yeni Nesil Aşevi 'Henien Aid'e destek
21 Şubat 2024, 10:36